Abdurrahman Han
Abdurrahman Han | |
---|---|
Afganistan Emiri | |
Afganistan Emiri | |
Hüküm süresi | 31 Mayıs 1880 – 1 Ekim 1901 |
Önce gelen | Eyüb Han |
Sonra gelen | Habibullah Han |
Doğum | 1844 Kâbil, Afganistan |
Ölüm | 1 Ekim 1901 (57 yaşında) Kâbil, Afganistan |
Defin | Kâbil, Afganistan |
Hanedan | Barakzay |
Babası | Muhammed Afzal Han |
Dini | İslam |
Abdurrahman Han (Peştuca: عبدر رحمان خان) (d. 1844 - ö. 1 Ekim 1901), 1880-1901 arasında hüküm süren Afganistan emiri.
Barakzay hanedanının mensubu olan Abdurrahman Han, hanedanın kurucusu olan Dost Muhammed Han'ın torunu, Muhammed Afzal Han'ın oğludur.
Babası ile amcası Azam Han'ın Dost Muhammed Han'ın yerine geçen kuzeni Şir Ali'ye karşı verdikleri çetin ve uzun süreli iktidar mücadelesinde önemli bir rol oynamıştır. Şir Ali'nin 1869'daki zaferi Abdurrahman'ı Rusya Türkistanı'na sürgüne gitmak zorunda bıraktı. İngiliz-Afgan Savaşı'nın patlak vermesinden bir yıl sonraya, yani Şir Ali'nin öldüğü 1879'a değin Semerkant'ta yaşadı. 1880'de Afganistan'a döndü ve halkı tarafından sevgiyle karşılandı. İngilizlerin bir çözüme yanaşmalarına değin Kuzey Afganistan'da kaldı. Buna göre, İngilizler onu emir olarak tanımalarına karşılık Abdurrahman da dış ilişkilerinde İngilizlere denetleme hakkı tanıyordu. Emir olarak, ülkedeki huzursuzlukları yatıştırıp iktidarını sağlamlaştırdı. 1880-1887 arasında güçlü Gılzay kabilesinin düzenlediği bir ayaklanmayı ve başını kuzeni İshak Han'ın çektiği beklenmedik bir isyanı bastırdı. Ayrıca, Herat'ta üslenerek topraklarına aralıklı olarak akınlar düzenleyen Şir Ali'nin oğlu Eyüb'ü de kesin bir yenilgiye uğrattı.
Abdurrahman dönemi, Afganistan'ın Rusya ile olan kuzeybatı sınırını belirleyen anlaşma dolayısıyla da önem taşır. Sir Mortimer Durand başkanlığındaki bir İngiliz heyeti ile 1893'te Kabil yakınlarında yapılan görüşmeler sonucunda varılan anlaşmayla Abdurrahman, Durand hattını sınır kabul ederek, doğu sınırındaki kabileler üzerindeki babadan oğula geçen bazı haklarından vazgeçti.
Abdurrahman, ülkenin yönetim sistemini de yeni bir düzene soktu ve iç reformlar başlattı. Ülkeye yabancı uzmanlar getirtti, savaş gereçleri yapmak için gerekli donanımı ithal etti, tüketim mallarıyla yeni tarım araçları imalatını başlattı ve Afganistan'ın ilk modern hastanesini kurdu. Dağınık bir halka örgütlü bir hükûmet sistemini kabul ettirdi. Hindistan'daki İngilizlerle ve Çarlık Rusyası ile ilişkilerinde dengeyi korudu.